Ak Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, önemli açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Boynukara, Güneydoğu’da bazı bürokratların neler yaptığını Başbakan’a illetiğini aktardı.
Boynukara, yaptığı açıklamada, kendi bulunduğu ortamlarda hiçbir kamu idarecisinin teröre veya teröriste göz yumun diye bir siyasal karar vericilerin telkini olduğuna şahit olmadığını ifade etti.
Türkiye’de garip bir bürokratik tutum olduğunu aktaran Boynukara, “Siyasal iklim bürokratik tutumları biçimlendiriyor. Kuşkusuz bireyin özgürlükleri anlamında bu iyi bir şey. Bireyin hak ve özgürlüklerin acısından iyi bir şey ancak bu bir terör faaliyetinin tolere edilmesi açısından gündeme bakıldığında bu kabul edilemez bir şey. Ben şahit olmadım ama bilenler varsa benim bildiğim sayın Başbakan da sayın Cumhurbaşkanı da genel çizgisi dikkate alındığında bu tür şeylere göz yumması mümkün değil. Ben bir refleks olduğunu düşünüyorum. Bir örtme çabası olabileceğini düşünüyorum”dedi.
–KARİYER PLANLAMASI YAPAN BÜROKRATLARI GÖRDÜM
Kariyer planlaması yapan bürokratları gördüğünü anlatan Boynukara, şunları kaydetti:
“Bir görmeyelim, yok sayalım, bürokrasinin en önemli özelliği kariyer planlamasıdır. Kariyer planlama sıkıntı gelmesin çünkü ben bunu 7 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu’nun tüm illerini dolaştık. Benim gördüğüm buydu. Kariyer kaygısıyla tutum almayan bürokratları gördüm. Bunu sayın Başbakana’da aktardık. Ondan sonra sanırım kimi değişikliklerde yapıldı. Bu bir sorunlu durum”
-HSYK SEÇİMLERİ
HSYK seçimleri hakkında da değerlendirmede bulunan Boynukara, şöyle devam etti:
“Mesela son HSYK seçimlerini hatırlarsınız. Bağımsız olduğunu söyleyen adaylar işte 5 bin küsur civarında bir oy aldılar. Bizim sürecimiz dediğimizde il il bakıyorsunuz aynı seçim sonucunu takip eder gibi gördüğümüz nokta şu, genç hakim ve savcıların büyük bir kısmını o isimlere oy verdiğini, gençlerin yoğun olarak bulunduğu yerlerdeki oy tercihlerine baktığımızda bunu söylemek mümkün. Türkiye’de de hakim, savcı bir çok meslek grubunun görevlendirmesi için bölgeye göre yapılıyor. Bölge sistemine göre yapılıyor. 5’inci bölge oradan 3’e geliyorsunuz, oradan dolayısı ile 5’in hangi bölge olduğunu 4’ün hangi bölge olduğunu görüyorsunuz. Oralardaki yargıya ilişkin kimi şikayetlerin dönüp baktığımızda bunu net bir şekilde görüyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı ön kapıdan alıp arka kapıdan çıkıyor lafını belki şeye denk geldiği için biraz farklı yorumlandı ama biz bunu o süreçte gördük. Bunu direk orayla ne kadar şey var bilmiyorum, HSYK seçimi sonucu üzerinden baktığımızda bunu net bir şekilde görüyoruz”
-TEFTİŞLER DİKKATLİCE İNCELENİYOR
HSYK’daki teftişlerin dikkatlice incelendiğini belirten Boynukara, “Bakın yaşadığımız somut bir olay var. Bir kişi a şehrinde Jandarma Alay komutanı hatırlarsanız, bizde bir yasal değişiklik olmuştu. Czaevindekiler ailelerinin cenaze törenine katılsın diye bir yasal düzenleme yapılmıştı. Şimdi iki asker bir kişi alıp götürüyor, yarım saat geç geliyorlar. Alay komutanın bundan hiçbir haberi yok. Bilmez fakat o kişilere dava açılıyor. Silsileyle bu defa alay komutanına kadar getiriliyor. O işin içine dahil ediliyor. Ve alay komutanına ceza veriliyor. Tam yaş toplantısından kısa süre önce o kişi askeriyedekilerin anlattığına göre en parlak, önü açık. Bulunduğu şehir itibariyle kesin general olması beklenen kişi. Dosya olduğu için o kişi olamadı, bu da normal denk gelmiş diyebilirsiniz. Asıl ilginç olan nokta şu, 5 ay öncekini terfi ettiriyorsunuz, gelenek olarak öbürü geliyor. O kişi MİT tırlarıyla ilgili sürecin içinde olan isimlerden birisi. Bazıları Parelel yapı, paralel ihanet çetesiyle ilgili değerlendirmeleri çok şey buluyor, amacından çıktı, bu kadarda abartılmaz, bu kadarda nedir ki diyen bir değerlendirmede bulunuyor. Bakın bu somut bir örnek. Yaşadığımız bir örnek, tüm yaşayanlar hayatta herkes ne olduğunu biliyor. Adalet Bakanlığında aynısı yapılıyor. İlk başta teftişi ele geçiriyorsunuz çünkü hakim ve savcıların terfisi teftiş raporlarına göre biçimleniyor. Diğer memurlar gibi değil. Size düşük not veriyorum, diğerine yüksek not veriyorum. Dönemin önceki HSYK evet efendim o kişiyi bizde seviyoruz ama teftişi iyi değil. Diğeri daha iyi onun için o konuyu sürekli ciddiye almak gerek” diye konuştu.
-BEN KATEGORİK OLARAK DOKUNULMAZLIKTAN YANAYIM
Kendisinin dokunulmazlıktan yana olduğunu anlatan Boynukara, şunları belirtti:
“Ben kategorik olarak dokunulmazlıktan yanayım. Bakın Avrupa ülkelerinin tümünde dokunulmazlık var. Dokunulmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler var. Suçüstü hali hariç dokunulmazlık var. Tüm Avrupa ülkelerinde olan bir mekanizma bu. Zaten dokunulmazlık demek yargılama sürecinin ertelenmesi demek, kategorik olarak buna herhangi bir itirazım yok. Bu bence de olmalı. Sorun şu, dokunulmazlık konusu kimi siyasi partiler tarafından bir istismar aracı haline getiriliyor. Üzerinde siyaset yapılan alan haline getirilmeye çalışılıyor. İşte dokunulmazlığı kaldıralım. Sayın Başbakan şuan mecliste olan, bakanlıkta olan, meclise sevk edilen 500’ün üzerinde dosya var. Bunların hepsini aynı anda kaldıralım. Bir yasal düzenlemeye gidelim, anayasa değişikliğe gidelim. Birikmişte bunlar milletvekili seçiliyor, tekrar devam ediyor. Milletvekilliği 4 yılla sınırlı bir şey. Olmuyor genellikle, dolayısıyla bu yargılama süreçleri erteleniyor. Kaldıralım bu dosyaların hepsi görüşülsün. Yargı bir karar versin, bunlar ortadan kalksın. Normalde dokunulmazlığın tümden kaldırılmasını savunanların bu teklife destek vermesini beklersiniz ama buna ilişkin herhangi bir şey yok. Herhangi bir tutum yok. İpe un serme diye tanımlanacak politik tutum var. Ben halkın bunu değerlendireceğini düşünüyorum. Her halükarda Ak Parti teklifini sundu, oradan gelecek cevabı bekliyor. Büyük bir ihtimal biz anayasa değişikliğinde Ak Parti kendi anayasa metnini önerisini hazırlayıp meclise getirmeyi düşünüyor”
-YARGININ KARARINI BEKLEMEK LAZIM
Yargının kararının beklenilmesi gerektiğinin altını çizen Boynukara, “Ben kategorik olarak bunların hepsinin kaldırıldığı için halkın tepkisinin olumlu olacağını düşünüyorum. Ayrım yapmıyorsunuz, tümünü kaldırıyorsunuz. Bir yargı süreci başlıyor. Dolayısıyla yargının kararını beklemek gerekiyor. Şunu HDP’lilerinki kalkarsa işte HDP sokağı ve şiddeti zorlar diye bir endişe var ise bundan dolayı kaldırmamakta doğru bir şey değil. Burada kolluğun insanların güvenliğini sağlama hükümlülüğü var. Kurumlarında kendi vazifelerini yerine getirme hükümlülüğü var. Konu meclise gelir, meclis böyle bir düzenlemeyi kabul ederse, onun gereği yapılmalı. Kollukta olası riskleri dikkate alarak tedbirlerini almalı. Bunun dışında ayıklama yapmıyorsunuz. İsim tercihinde bulunmuyorsunuz. Öbür tarafta toplumsal vicdanı düşünmeniz lazım. Toplumsal vicdan Ankara’da onlarca insanın öldüren bir teröristin cenazesine katılmayı kabul etmiyor. Bazen biz cenazeye gidiyoruz, biz onu kutsamıyoruz deniliyor. Yani burada bir ideolojik yakınlık söz konusu. Onun için herkesin kendi pozisyonuna göre değerlendirmeli” ifadelerini kullandı.
-AK PARTİNİN GERÇEK BİR ANAYASA ÖNERİSİ OLACAK
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Boynukara, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ak Parti aslında birkaç kez kendi önerisini sundu fakat bu önerilerin hepsi değişik dönemlerde dönemin koşullarıyla ilişkilendirilerek hazırlandı. Halktan yüzde 47 oy almış bir partinin kapatma sorunuyla karşı karşıya kaldığı dönemden öneriler vardı. Dolayısıyla o dönemin koşullarıyla meramınızı tam yansıtma şansınızda yok. Tüm olumsuzlukları düşünerek hazırlıyorsunuz. Şuan ki anayasa bence Ak Partinin hazırlayacağı öneri anayasa önerisi Ak Partinin gerçek bir anayasa önerisi gibi olacak. Dönemsel etkilerden arınmış bir Anayasa önerisi olacak. Bildiğim kadarıyla sayın Başbakanımız değişik kesimlerle buna ilişkin görüşmeler yaparak, fikirlerini aldı. Bir çalışma grubu vardı. Onlar genel çerçeveye ilişkin bir çalışma yaptılar. Nasıl olması gerektiğini, temel noktalar falan şuan bir yazım ekibi belirlenecek ve bu ekip yazmaya başlayacak. Halka gitmek, halkla paylaşmak, ben sizden yeni anayasa yapacağım diye de oy istedim, şunu şunu vaat ettim ama vaatlerimden biriside yeni anayasa önerisiydi. Biz mecliste komisyon kurduk ama bu komisyon çalışmadı. Bu komisyon çalıştırılmadı, dolayısıyla ben şuan var olan tüm anayasa birikimi de yararlanarak şöyle bir teklif getiriyorum. Bunu halk ile paylaşmak zaten önceki uzlaşma komisyonu Türkiye’de tüm illerde çalışmalar yaptı, orada verilerin hepsi var. Çok ciddi bir Sivil toplum kuruluşlarına sundu, teklifler var”
-ANAYASA DEDİĞİMİZ, SADECE BAŞKANLIK SİSTEMİ DEĞİL
Boynukara, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Anayasa dediğiniz sadece başkanlık sistemi değil, diğer bir çok madde var. Dolayısıyla geniş bir şey var elimizde. Başkanlık sistemi sayın Cumhurbaşkanımız üzerinden değerlendirilip karşı çıkılan bir öneri hiç kimse bu sistemin kendisine ilişkin bir şey söylemiyor. Dünyada değişik ülkelerde uygulanan bir model. O modeller üzerinden, o örnekler üzerinden gidilse, bizim tarihi geçmişin üzerinden gidilip konuşulsa mesele çok daha net anlaşılır. Sanki ömür boyu yüzlerce yıl sayın Cumhurbaşkanımız sanki burada olacak gibi bir değerlendirme ama dolayısıyla o olmasın üzerinden giden bir karşı çıkış var. Bu toplumun meseleyi anlamasını örtmeye yönelik tutum hem de sağlıklı bir zeminde tartışmayı engelliyorsunuz. Türkiye’nin ihtiyaçları üzerinden tartışıp konuşmakta fayda var. Başkanlık olabilir, yarı başkanlık olabilir bilmiyorum sonuçta konuşulur. Bakın 1921 anayasamızda egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. 24’de aynı şekilde fakat Türkiye ne zamanki darbelerle tanışmaya başladı, o zaman yanına meclisin yanına farklı kurumlar anayasa kurumları eklendi. Milli güvenlik kurumu, bunların hepsi sisteme vatandaşın oylarıyla seçtiği kişilere yönelik müdahalesini o metne dayandırıp karşı çıkıyorlar. 1961 anayasasının temel özelliği şu, halk yanlış yapma kapasitesine sahip, dolayısıyla bizim bunu boşatmamız lazım. Yeni anayasanın ruhu, felsefesini milletin egemenliği önceleyen bir ruh ve felsefe olmasında fayda var”