TPAO İşçileri Özelleştirmeye Karşı İş Bıraktı!
6 Mayıs 2014
Adıyamanda Petrol İş Sendikası üyesi TPAO işçileri, kurumdaki işlerin parçalanarak taşeron şirketlere verilmesine karşı yarım gün iş bırakarak eylem yaptılar.
Türkiyenin farklı illeriyle birlikte TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü önünde yapılan yarım günlük iş bırakma eyleminde özelleştirmeye karşı tepkiler dile getirildi.
TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü dış kapısı önünde toplanan 500 işçi sabah erken saatlerde iş bırakarak kurum önünde toplanarak, bölge binasına yürüdü. İşçiler sık sık TPAO bizimdir bizim kalacak, direne direne kazanacağız, birleşe birleşe kazanacağız, bu daha başlangıç mücadeleye devam, yönetim şaşırma sabrımızı taşırma, taşeronlaşmaya hayır sloganlarını atarken, eyleme destek vermek üzere Petrol İş Sendikası Mali Sekreteri İbrahim Doğangül de greve katıldı.
TPAOda parçalanmaya, taşeronlaştırmaya hayır!
TPAO işçilerinin yapmış olduğu yarım günlük grev hakkında açıklamalarda bulunan Petrol İş Adıyaman Şube Başkanı Ali Tırpan, 60 yıldır ülkemizin petrol ve doğal gazını ekonomik değere dönüştüren kamu kuruluşumuz TPAOnun parçalanması için düğmeye basılmıştır. TPAO parçalanarak küçültülürken, istihdam güvencesizleştirilmek istenmektedir. Hizmet alımları yani taşeronlaşma yaygınlaştırılmak istenmektedir. TPAO yönetimi tarafından, kuruluş bünyesinde sürdürülen ağır nakliyat, yol ve lokasyon yapım faaliyetlerinde çalışan işçilerin başka birimlere kaydırılması gündeme getirilmiştir. Petrol İş üyesi TPAO işçilerine üretim birimine geçmeleri teklif edilmektedir. Söz konusu faaliyetlerde ise taşeronlaşmaya gidilecek, bu işler ya TPAO bünyesinde yeni kurulan servis şirketine verilecek yada dışarıdan hizmet alımı yoluyla karşılanacaktır. Bu girişim kabul edilemez! Bu uygulama, TPAOnun 2023 yılı hedefleri doğrultusunda yeniden yapılandırılması için hazırlandığı iddia edilen TPAO 2023 bütünsel dönüşüm programın ilk adımıdır. Petrol İş, TPAO işçilerinin bu programa dönük tepkilerini ve TPAOnun parçalanmasına ilişkin kaygılarını defalarca şirket yönetimine iletmiştir. Ancak TPAO yönetiminin, bu kaygı ve itirazlarımızı dikkate almadığı anlaşılmaktadır. Bütünsel Dönüşüm Programının, geçen yıl yasalaşan Türk Petrol Kanunu sonrasında petrol sektörünün serbestleştirilmesi ile birlikte kamu kuruluşumuz TPAOnun da bir özel şirket mantığıyla yönetilmesi için hazırlandığı açıkça görülmektedir. Programın en önemli boyutunu TPAO çatısı altında bir servis şirketi (TP Oilfield Service Company) kurulması oluşturmaktadır. TPAOnun arama ve üretime odaklı bir şirket haline getirilmesi ve daha önce bünyesinde yapılan sondaj, kuyu tamamlama hizmetleri, sismik gemi dahil jeofizik operasyonlar, çimentolama, log ve çamur operasyonları gibi faaliyetlerin yeni servis şirketi tarafından gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Yani bu faaliyetler TPAOdan alınarak özel sektör mantığıyla çalışacak farklı bir şirkete devredilmek istenmektedir. Bu girişim, dikey entegre yapısı özelleştirme politikalarıyla zaten dağıtılmış olan TPAOnun daha da zayıflatılmasından ve parçalanmasından başka anlama gelmez. Programın hayata geçmesi ile TPAO, iddia edildiği gibi rekabet gücü kazanmak bir yana petrol tekelleri karşısında gücünü yitirecek ve yerli-yabancı sermayeye koltuk değnekliği yapmak durumunda kalacaktır. Bütünsel Dönüşüm Programı ile amaçlanan TPAOyu kamu yararı doğrultusunda faaliyet gösteren bir kamu kuruluşu olmaktan çıkarmaktır. TPAO, verimliliğe odaklı, istihdamı esnek ve güvencesizleştirilmiş bir şirket haline getirilmek istenmektedir. İstihdam ve personel politikalarının da özel şirket mantığıyla oluşturulması hedeflenmektedir diye konuştu.
Yarım gün iş bırakarak bir uyarı eylemi gerçekleştiriyoruz
Bütünsel Dönüşüm Programı ile TPAOnun petrol sektörünün en riskli alanı olan arama ve üretime odaklanmasının öngörüldüğünü belirten Başkan Ali Tırpan, Bu şekilde, TPAOnun kamu elinde dikey entegre yapıya kavuşturulması vizyonundan bütünüyle uzaklaşılmaktadır.Bütünsel Dönüşüm Programı, TPAOnun özelleştirilmesinin zeminini hazırlayacak bir yol haritasıdır. 1980’li yıllarda özelleştirme ve serbestleştirme politikalarıyla dikey entegre yapısı parçalanan TPAOnun faaliyet alanı, petrol ve doğal gaz arama, sondaj ve üretim ile sınırlı hale getirilmişti. Şimdi ülkemizin gözbebeği kamu kuruluşumuzun mevcut yapısı da bölünüp parçalanmak istenmektedir. Petrol sektöründe şirketleri bölüp parçalayarak, rekabet gücü kazanmak mümkün değildir. O nedenle yeni kurulan servis şirketi eliyle yapılacağı belirtilen tüm faaliyetler bugüne kadar olduğu gibi TPAO tarafından tek çatı altında sürdürülmelidir. Ayrıca TPAOnun dikey entegre yapıya yeniden kavuşturulabilmesi yönünde bir strateji benimsenmeli, bu doğrultuda ilk olarak iki kamu kuruluşumuz TPAO ve BOTAŞın birleştirilmesi gündeme getirilmelidir. Ülkemizin en karlı şirketlerinden birisi olan TPAOnun özelleştirilmesi hiçbir şekilde düşünülmemeli, TPAOyu güçsüzleştirecek her türlü düzenlemeden ise kaçınılmalıdır. Son derece stratejik bir ürün olan petrolün arama ve üretim faaliyetleri, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devlet eliyle ve kamu şirketimiz TPAO öncülüğünde sürdürülmelidir. Petrol İş üyesi TPAO işçileri bu doğrultuda, TPAO Batman, Adıyaman ve Trakya Bölge Müdürlüklerinde yarım gün iş bırakarak bir uyarı eylemi gerçekleştirdiler. Ankara genel müdürlük dahil üç bölgede gerçekleştirdiğimiz kitlesel basın açıklamalarıyla tepkimizi ortaya koyuyoruz. TPAO yönetimi işçinin tepkisini dikkate almadan bu uygulamalarına devam ettiği takdirde eylemlerimizi sürdüreceğimizi duyuruyoruz. Bütünsel Dönüşüm Programı adı altında TPAOnun küçültülmesine ve zayıflatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Petrol İş Sendikası ve TPAO işçisi, kamu kuruluşumuz TPAOya sahip çıkacak, parçalanmasına ve özelleştirilmesine izin vermeyecek, taşeronlaşma saldırısına dur diyecektir şeklinde konuştu.
Hazırlanan taslakta taşeron işçiliği kaldırılmıyor
TPAOya bağlı yerlerde çalışanların eylemde olduğunun altını çizen Petrol İş Sendikası Mali Sekreteri İbrahim Doğangül, Genel merkezimiz bölgelere dağıldılar. Yetkililer, Biz TPAOyu daha dinamik bir yapıya kavuşturmak, özel sektör gibi çalışmasını sağlamak istiyoruz diyorlar. Bu işlemleri hayata geçirmeyi planlayanlar gerek bizimle yaptıkları görüşmelerde gerekse kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, TPAOyu dana dinamik bir hale getirmenin bir boyutu daha var. Bu piyasada dünyanın en büyük petrol şirketlerinin cirit attığı bu piyasada hantal bürokratik bir yapıda TPAO yeterince güçlü dinamik olamıyor. Dolaysıyla biz bu düzenlemeyle TPAOyu, bu küresel oyuncuyu rekabet edebilir hale getirmek istiyoruz diyorlar. Bir tek ABD hariç, dünyanın bütün ülkelerinde petrol ve enerji şirketleri ya doğrudan üretimdir. Yada üretim kontrolündeki karma yapıdadır. TPAO konusunda bir ara gündeme gelen özelleştirilme artık gündemde değil. Bunu söylemiyorlar. Çünkü bu piyasada kendilerinin de çok iyi bildiği gibi ancak ve ancak bizim gibi küçük ölçekli olan TPAOnun arkasında bir devlet olursa ayakta kalabilir. Öte yandan , Biz dinamik olmak istiyoruz diyorlar. Dinamik olmanın yolu taşeronlaşmaktan mı geçiyor? Bundan iki buçuk yıl önce Tür İş kongresine gelen çalışma Bakan Faruk Çelik, Türkiye maalesef taşeron işçisi cehennemine dönüştü. Kamuda dahil 1,5 milyonun üzerinde taşeron işçi köle gibi çalışıyor. Hükümetimiz en kısa zamanda bu konuyla ilgili yasal düzenlemeleri hayata geçirecektir. Ve bu duruma son verilecektir demişti. Bu sözü söyleyen o gün için hükümetin 9 yıllık bakanıydı. Bu konuşmanın üzerinden 2,5 yıl geçti. Çalışmalar sürüyor. Yakında taşeron işçiliğiyle ilgili düzenlemeyi meclise getirecekler. Henüz taslağı bize sunmadılar. Ama kulağımıza gelen düzenlemede, Hepimiz taşeron işçisi olacağız. Böylece taşeron problemi de bitecek denilmekte. Hazırlanan taslakta taşeron işçiliği kaldırılmıyor. Tam aksine maddede bulunan yönetmelik değiştirilecek. Bugünkü uygulamada bulunan ve TPAO çalışanlarının açtığı davada sendikalaşma, kadroya geçme hakkıyla alakalı olan madde değiştirilecek. Böylelikle işin tamamı taşerona devredilebilecek. Bu işi yavaş yavaş TPAOdan başlatmaya karar vermişler. Biz örgütlü işçileriz. Genel ve bölge müdürlüklerinde zaman zaman ortaya çıkan sorunlardan dolayı görüşmeler yaptık. Bundan yaklaşık 20 gün önce diğer bölgelerden ve şubelerden gelen arkadaşlarımızla ve genel başkanımızla birlikte genel müdüre gidildi. Bu konuyla alakalı olarak önerilerimiz ve tepkilerimiz dile getirildi.7 saate yakın bir süre toplantı yapıldı. Ve toplantının sonunda yetkililer, Madem bu olaya bu kadar karşı çıkıyorsunuz, en azından yapılanmanın içerideki boyutu gözden geçirelim. Ve bu konuyla alakalı olan tepkileri dikkate alarak, yeni bir çalışma yapalım. 10 gün içerisinde size döneriz dediler. Bu sürenin üzerinden 22 gün geçti. Bu konuda halen bir gelişme yok. Seçimin bitmesine rağmen düşüncelerini uygulamaya devam ediyorlar ifadelerini kullandı.
TPAO, BOTAŞla birleştirilmelidir
Petrol İş Sendikası Mali Sekreteri İbrahim Doğangül, sözlerine şöyle devam etti; İyi niyetimizi hiç kimseye suiistimal ettirmeyiz. Bu yapmış olduğumuz eylem bir başlangıçtır, mücadelemiz yeni başlıyor. Bu mücadelenin başlamasıyla birlikte, Sizinle ilgili bir kötülük yok. Kapattığımız yerleri belki daha iyi koşullarla çalıştırıp, başka bölümlere aktaracağız diyecekler. Bunların hepsi kandırmacadır, yalandır. Bugün bazı bölümlerdeki bir kısım arkadaşlarımızı başka bölümlere aktarabilirler. Bizler öncelikle ekmeğimizi düşünüyoruz. Biz bu uygulamaya karşı sadece kendisini düşünen insanlar değiliz. Biz TPAOyu, Türkiyenin petrol şirketini, ülkemizin enerji politikalarını, insandan ve ülkemizden yana olan politikaları düşünüyoruz. Bizim asıl derdimiz budur. Yoksa biz kendi çıkarını düşünen, sadece çalıştığı birimi ve koşulları düşünen insanlar değiliz. Buna çıkarcılık denir. TPAO ve Petrol İş Sendikası işçisi hiçbir zaman kişisel menfaatini düşünmemiştir, arkadaşını satmamıştır. TPAO özerk bir yapıya kavuşsun, siyasilerin kendi çıkarlarına hizmete eden, halktan uzaklaşmış olan bir durumdan kurtarılsın diyoruz. Yapılması gereken özerk yapılanmadır. TPAO, BOTAŞla birleştirilmelidir. Örnek olarak birkaç tane şirket açtılar. Dünyanın her yerinde petrol şirketleri işin en pahalı kısmı olan sondaj faaliyetlerinde, en karlı kısmı olan akaryakıt dağıtıma, biyokimyaya kadar hepsi bir bütün olarak aynı şirketin yapısı altında toplanır. Bu işin yolu budur. Geçmişte parçaladılar, şimdi ise başka bir yapıya dönüştürmeye çalışıyorlar. Özel bir şirket gibi dinamik bir şekilde TPAOyı yönetmek istiyorsunuz? Bütün bunları da bundan dolayı yapıyorsunuz. TPAOnun her tarafını özele çevirmeyi düşünüyorsunuz da, bizim grev hakkı ne oluyor? Burada grev yapamazsınız diyorsunuz. Dün yapmış olduğumuz eylemelerde olduğu gibi bugün yapmış olduğumuz eylemlerde de haklılığımıza, meşruluğumuza ve anayasanın 90. maddesindeki uluslar arası sözleşmelere dayanarak, yapmış olduğumuz eylemi hak olarak görüyoruz. Siz istediğiniz kadar grev hakkı yasak deyin. Direnmeye devam edeceğiz.