Uzman Psikolog Gürsoy, Çocuklara Yönelik Taciz Konusunda Uyardı:
18 Mayıs 2014
Uzman Psikolog Necmettin Gürsoy, Toplum Bu Olayların Üstesinden Ancak Sağduyu ile Gelebilir
Son dönemlerin gündem konusu olan çocuklara yönelik cinsel istismar ve cinayet konusu ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Uzman Psikolog Necmettin Gürsoy, toplum olarak bilinçli bir şekilde hareket edildiği takdirde bu hastalıktan kurtulabileceğimizi açıkladı.
Son dönemlerde gündemden düşmeyen çocuklara yönelik cinsel taciz olayları ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Özel Adıyaman Park Hospital Hastanesi doktorların, gazetemiz yazarı Uzm. Psk. Necmettin Gürsoy, toplum olarak bu tür olayları sona erdirmek için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ve bununda ancak olaya sağduyuyla yaklaşmakla olabileceğini söyledi.
Konuşmasına bu tür olayların bilimsel açıklaması ve tarihçesiyle başlayan Gürsoy, Halk olarak öncelikle taciz olayının ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Taciz olayı; erişkinin cinsel doyum amacıyla çocuk ve ergeni cinsel yönden ve cinsel nesne olarak kötüye kullanması şeklidir. Yeni yeni gündemimize aldığımız bu ve benzeri olaylar ilk kez insanlık karşısına çıkmış değil. Bu olaylar insanlık tarihi kadar eskidir ama toplum olarak bunun farkına maalesef yeni varıyoruz ve daha da varacağız. Gazeteler, basın, görsel medya bu konuyu gündeme taşıdıkça bizim de farkındalığımız artacak. Ülkemizde özellikle son yıllarda açık toplum haline gelmemizin sonucu olarak bu tür olaylar konuşulur ve tartışılır oldu. Bu konular hassas konular. Özellikle mağdur açısından oldukça hassas
Yani iki tarafı keskin bir bıçak! Anlatılsa bir türlü, anlatılmasa bir türlü ama bunu konuşmamız, gündeme getirmemiz kötü bir şey değil. Yıllar önce Bursadaki bir haberle bu konu ülkemizde gündeme gelmişti. Haberde Bursada özel bir ilköğretim okulunun rehber öğretmeni, porno çocuk resimlerini internetteki bazı sitelere pazarladığı gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Evinde onlarca çocuğun resimleri ele geçirilen bu öğretmenin öğrencisi olan 5 çocuk psikolojik tedavi altına alınmıştı. Bu olay o zamanlar gündemi çok sarsmıştı. O günden bu güne yine bu türlü haberlere birçok kez tanık olduk diye konuştu.
İnsanları bu tür arayışa iten psikolojinin sebeplerinden de bahseden Gürsoy, aileleri ve toplumu uyararak, bu tür olaylar karşısında sağduyuyu elden bırakmamayı tavsiye etti. Gürsoy, Bu tür olayların birçok sebepleri var. İnsan çok karmaşık bir yapıya sahip ve her gün değişen, gelişen ve aynı zamanda bozulan bir varlık. Bu tür olaylarda hastanın tedavi edilmesi gerekir. Linç girişimi olayı uzun vadede çözmez, daha çok sarmal haline getirir, öfke ve intikam duygusunu körükler. Bundan dolayı olaya çok dikkatli yaklaşılmalı ve bilinçli davranılmalı. Duyguyla hareket değil, akılla, sebep sonuç ilişkisi kurarak bu sorun çözülmeli. Bu tür durumlarda korkmak yada sert tepkiler göstermek sorunu çözmez. Olayı paranoya haline getirmememiz gerekir. Yoksa hayatta yaşayamayız. Güven duygumuzu zedelemeden bu işin üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Bu hem çocuklarımız için, hem de bizim için çok önemli. Bu sorunun getirdiği sonuçlar üzerinde duracak olursak, Başta da anlattığım gibi; çok boyutlu olan bu sorun karşısında hem mağdur olan, hem mağdurun ailesi ve hem de bu fiili işleyen kişi ve kişiler ayrı ayrı tedavi edilmelidir. Bu olay özellikle mağdurun üzerinde travmatik etkiler bırakmaktadır. Önce duygusal ve davranışsal etkiler, davranış bozuklukları, öfke nöbetleri, uyku bozuklukları, saldırganlık, sosyal çekilme, gece kabusları, depresyon, yeme bozuklukları, güvensizlik, okul başarısızlığı gibi bu birçok sorunla karşılaşılabilir. İşin en trajik tarafı ise mağdur olan ve uzun müddet bu tacize maruz kalmış ve bu konuda tedavi görmüş çocuğun ilerde kendisinin de bu fiili işleme yönüne gidebilmesi ihtimalinin yüksek olmasıdır. Çünkü maruz kaldığı olayın intikamını, öfkesini ancak bu şekille alabildiğine inanırlar. Bu en kötü sonuç diyebiliriz. İkincisi ise bu fiili işleyenin mutlaka uzun süreli tedavi olması gerekliliğidir. Devletin ve kurumlarının bu konuda inisiyatif alıp olayın hem hukuki boyutunu, hem psikolojik boyutunu ve hem de sosyal boyutunu ele alıp çözmesi gerekir. Herkesin ama herkesin bu konuda elini taşın altına koyması gerekir. Kızmadan, bağırmadan, suçlamadan, sükunet içinde bu olay çözülebilir. Zor bir konu olan bu konuyu ancak toplum olarak başarabiliriz şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı.